DOKTOR ÇIBANIM

KAPTAN’IN SEYİR DEFTERİ: Dünya tarihi 11 Nisan 2016… Acil bir iş için acil sağlık raporu gerekmesi üzerine soluğu aile hekimimin yanında aldım. Allah’a şükür daha evvelsi bir sağlık poroplemim olmamasından naşi kendisiyle bugüne kadar bir hukukumuz olmamıştı. Merhaba, nasılsın hesabı derken doktor bey mesleğimi sordu. Müzisyen olduğumu beyan ettim. Ben de enstrüman çalıyorum, dedi. Doktor diil mi, çalmazsa olmaz zaten. Gariptir ki, doktorların hakikaten de müziğe enstrüman çalmacılık bazında, şarkıcılık bazında ekistira bir merakları oluyor. Ne çalıyorsunuz? Diye sordum. Suratta da bir ifade var ki, sanki on sene arayla aynı okuldan mezun olduk sanırsın. Telli ve nefesli enstrümanlar, diye cevapladı. Aklınca gizem de yapıyor keratası. Ne çalıyorsun lan telli ve nefesli? Kopuzla, duduk mu? Sitarla, balaban mı? Üç beş akor marifetiyle gitar dımbırdatıyorsun, bir de bir yerden kıytırık bir klarinet uydurdun onunla bir iki melodi çıkartmaya çalışıyorsun, o işte. Koyalım seni bu halinle üç beş kişilik bir küçük ekiple sahneye, bak ben o zaman görürüm senin götünü. Gitar mı telliyorsun, klarinet mi gırnatıyorsun yoksa götünden kan mı damlatıyorsun. Ben sana diyor muyum ben de doktorluk yapıyorum diye. Yalan mı birader kişi kendinin doktoru olmalı diye laf var. Haa işte müzisyenlik, oyunculuk okul okumadan da yersen yapılabiliyor ya… İşte baba da o sayede müzisyen işte. Telli de çalıyormuş nefesli de. Al bi de dümbelek vurmalı da çalarsın bak nasipse o zaman, iyi mi? KAPTAN’IN SEYİR DEFTERİ’NE EK: Ha arkadaş ne biliyorsun belki adama bir fırsat verilse o da bir MUTAF, DR BİLAL, ya da FERHAT GÖÇER olabilirdi diyceksin. İlk ikisini bilmem de Ferhat daha göçmedi. Tek arya söylemeden tenorum diye atıldı piyasaya. Şimdiyse genizden kısık sesle… Doktor, doktor wake up. Turn on the light. O DİİL DE: Haa okulunda okuyan çalıyor da bu boku okumayan çalamıyor mu diyceksin. Tam tersinin yaşandığına da çok şahit olmuşluğum vardır.

No Comments Yet.

Leave a Comment