TADİLAT

Hayatı daha iyi anlamak istiyorsan tadilat yaptır. Ya erersin ya da delirirsin. Ama öyle dıravdan tadilattan bahsetmiyorum. Şöyle sağlam, topuktan başa, baştan topuğa bir tadilattan yaptırıcan. İnsanların ne kadar kaypak, yalancı, sahtekar, düzensiz, umursamaz, yaptıkları işten bi haber olduklarını anlarsın. Zaten biliyorum deme, tadilat yaptır.

Dış kapı değişecek… Teslim günü yaklaşırken daha önce başka işlerden ağzım yandığı için bari bu işte bir aksilik olmasın hesabı firmayı aradım. Yetkili kişiye ulaşana kadar muhasebeci dahil en az beş, altı ayrı kişiyle muhattab oldum. Sonunda kapının söz verildiği tarihte teslim edilemeyeceğini öğrendim. Daha önceden başıma gelenlerden dolayı kaşarlanmış bir tadilat mağduru olarak, bağırıp, çağırmak yerine tüketici haklarına firmayı şikayet etmekle ve de Ekşi’ye ağlamakla tehdit ettim.

Benim sayemde mi oldu bilmiyorum ama şaşırtıcıdır kapı iki kazma eşliğinde tam gelmesi gereken günde geldi. Babalar eski kapıyı söktü. Sökerken yeni boyanmış duvara iki üç faça attılar. Rötuşla düzelir, dedim sineye çektim. Babalardan biri keser balyoz arası bir dalgayla kapının pervazlarının geleceği yerlerin kenarlarını düzeltmek amaçlı patır kütür acımasız darbeler vurmaya başladı. “Aman hocam dikkat duvarı patlatmayalım.” dedim. ‘’Olur mu abi özellikle dikkatli çalışıyoruz.” dedi, demedi bir koydu duvara, Çaaaat… Duvarı patlatıverdi. “Hocam duvarı patlattın.” deyince, “Eeeee abi, tadilat işi tabi bu ufak tefek aksaklıklar olacak” demez mi. Ulan ibne bunun neresi ufak neresi tefek. Duvarın mına koydun lan. Benden çok orayı düzeltmek için uğraşan boyacı küfretti ibneye. Kapıyı yerine taktılar, anahtarları denediler. Yalnız üst kilidin emniyet lastiği mi ne pipimse bir dalgası bozukmuş bir hafta kadar sonra servis gelip düzeltecekmiş. Ulan fabrikadan yeni çıkmış mal bir kontrol etmediniz mi kapıyı getirmeden önce. Hadi bakalım dedim uğurladım babaları.

cekic

Hakikaten bir hafta sonra başka bir mal geldi. Arızalı kilidin içindeki parçayı çıkartmak amaçlı tornavidayla o bölgeye bodoslamadan saldırılarda bulunmaya başladı. Annican Baba kilide. körlemesine dalıyor. Aman kapı çizilmesin demeye kalmadan tornavidayla kapının kenarına bir faça attı. “Naaptın hocam kapıyı çizdin.” deyince. Bana doğru döndü, “Ben yapmadım abi o iz vardı zaten.” dedi. “Nasıl vardı bilader şimdi sen yaptın.” dedim. “Yok abi harbiden o iz vardı, sen dikkat etmemişsin.” dedi. “İyi o zaman şimdi naapıcaz” dedim. “Rahat ol abi” dedi. “Boyayla bir rötuş atarız belli bile olmaz.” Baktım kapı maun Hayvan’ın elindeki boya venge. Vurdu boyayı. Tabi kapının rengiyle vurduğu bayanın rengi tutmuyor. “Eee, renkler tutmuyor. ” deyince, “Kuruyunca tutar abi” dedi. O kadar zaman geçti hala boya kurusun diye bekliyorum.

AYRICA

Sabah onda gelmesini beklediğimiz tesisatçı arkadaş hanemizde öğleden sonra iki buçuğa doğru vücut buldu. Ses etmedim. Eskiden beri ustaları ürkütmenin en büyük hatalardan biri olduğunu bilirim. Baba on beş dakika çalıştı, çalışmadı… “Ahmer abi yiyecek bi şeyler söylesek mi acaba, kan şekerim düştü de” dedi. Bak bak bak kan şekeri düşmüşmüş. Mına koduğumuna dikiz. Ulan o kan şekerin nereye düştüyse al oradan kaldır yerine. Sabah kahvaltısı yapmadın öğle yemeyi yemedin bu anı mı bekledin?

Tadilat yaptıranlar, boya yaptıranlar, ev taşıtanlar çok iyi bilirler ki, ev sahibi ve ustalar arasında ne zaman başladığı hiç bilinmeyen bir gelenek vardır. Ustalar işlerini yaparken öğlen olmuşsa, ustalara kebapçıdan lahmacun söylenir. Bu gelenek gereği ek olarak lahmacunlara ayranlar da kardeş edilir. Lahmacunlar hep birlikte ezilirken aynı zamanda o an bütün sınıf farklılıkları da ortadan kalkmıştır.

Neyse… Kör vicdanım işte, dıravdan lahmacun yerine adam gibi bi şey olsun gibisine kuzu şiş dürüm veya ustanın doymazlığına göre kuzu şiş dürümler sipariş ediim hesabı, “Dürüm uyar mı? ” diye sordum. “Pide de olabilir” dedi. Hiç bir şey söylemeden aldım telefonu aradım dürümcüyü. Pide de olabilirmiş. Ev tadilatta, her yer bir yerde. Bula bula dürümcüyü bulmuşuz işte, sorgulama da ye işte. Yemek sepeti mi sandın lan beni YAVŞEK!..

 

 

No Comments Yet.

Leave a Comment